- katlanır
- adj. folding, portable, collapsible, pliable, foldaway, pliant* * *1. collapsable 2. collapsible
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
gülü seven dikenine katlanır — insan sevdiği kimse veya sevdiği iş yüzünden gelecek sıkıntılara katlanır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz görür, gönül katlanır — kişi, sevdiği bir kimsenin uzak yere gitmesi durumunda onunla görüşmekten umudunu keser, ayrılığa katlanır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz görmeyince gönül katlanır — yakınımızda bulunmayanların özlemine, acısına daha kolay dayanabiliriz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gül — is., bit. b., Far. gul 1) Gülgillerin örnek bitkisi (Rosa) 2) Bu bitkinin katmerli, genellikle kokulu olan çiçeği Birleşik Sözler gülabdan gülbahar gülbank gülbeşeker gül böceği gül böreği … Çağatay Osmanlı Sözlük
paravan — is., Fr. paravent 1) Menteşelerle birbirine bağlı birkaç parçadan oluşan ve yapılarda bazı bölümleri ayırmakta kullanılan, katlanır, taşınır çerçeveli perde Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm. A. Gündüz 2) sf., mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
akılsız başın cezasını ayaklar çeker — bir işte düşüncesiz ve ihmalkâr davranan kişi her türlü olumsuz sonuca katlanır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
akılsız iti (veya köpeği) yol kocatır — bir işte düşüncesiz ve ihmalkâr davranan kişi her türlü olumsuz sonuca katlanır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
şakaya gelmek — şakaya katlanır olmak Öyle zannedildiği gibi şakaya gelecek bir adam olmadığını göstermek için bu, ne güzel bir fırsattı! R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
PARAVAN(A) — İtl. Eskiden haremle selâmlığı ayıran ve şimdi de ilk bakışta görülmesi caiz olmıyan yerleri örten perdeler. * Daha ziyade kapıların dışına veya içine konan, katlanır, taşınır tenteneli perde. * Gizleme vasıtası … Yeni Lügat Türkçe Sözlük